Merhabalar,
Bugün sizleri Mardin’de müthiş işler başaran bir grup kadın ile tanıştırmak istiyorum.
Tarihi asırlara dayanan, sokaklarında tükenmeye yüz tutmuş kültürleri, dinleri, dilleri soluyabildiğiniz bu hüzünlü şehir, kimlere ev sahipliği yapmış, kimleri ağırlamış uçsuz bucaksız Mezopotamya topraklarında. Süryaniler, Müslümanlar, Kürtler, Ermeni ve Yezidiler yıllarca bir arada yaşamış, kültürleri, dinleri ve dillerini kaynaştırmış ve komşu olmuşlar.
Bu mozaik ve çeşitlilik içinde Artuklu Köyündeki kadınların bir araya gelip birbirinden güzel ve hala eski yöntemler ile ürettikleri kara tezgah el dokuması şallar, kaftanlar, kumaşlar, iğne oyalı yemeniler, seramik tavalar, Süryani nazarlık ve bileklikleri, ikat ve yemeni yastıklar…daha neler neler gerçekten görülmeye değer. Hida Hanım öncülüğünde kurulan bu oluşum yakın bir zamanda dernek haline gelmiş ve 20 kadın bu el emeği ürünlerini Instagram üzerinden satmaya, üretime katkıda bulunup, aile bütçelerini çoğaltıyorlar.
İlk kez ben de Instagram’da karşılaştım bu oluşum ile. Alış veriş yaptıkça çok kibar, naif ve samimi bir yaklaşım ile ürünlerin satışını gerçekleştiren Hida Hanım ile tanıştık. Bu tanışma sonucu yaptıklarına o kadar saygı duydum ve beğendim ki onları sizler ile tanıştırmak için bir e-röpörtaj yaptık. İşte tüm samimiyeti ile Hida Hanım’ın sorularıma verdiği yanıtlar.
Bence Instagram sayfalarını (@mardin_el_emegi_koyu) takip edin, bayılacaksınız, siz de benim gibi ürünlere abone olacak, sevdiklerinize hediye almak için fırsat yaratacaksınız.
- Kendinizi tanıtabilir misiniz?
Ben Hida Ülgüner. Profesyonel hayattan sonra Mardin’de Çatom Artuklu kadınları ile tanıştıktan sonra bir arada üretmeye karar verdik ve projemizi her şeye rağmen 10 senedir yürütüyoruz. Tamamen yerel kumaşlarla, geleneksel yöntemleri modelliyoruz ve gelecek nesile sevdirmeye çalışıyoruz.
El emeği bizim medâr-ı iftihârımız.
Birçok kurumsal firmaya ulaşmaya, kermeslere katılmaya çabaladık ama şu an sadece Instagramda hayat bulmaya çalışıyoruz. 20 kadar kadınız ve bu projeyi büyük bir özveri ve sevgi ile büyük bir dayanışma ile yürütüyoruz.
- Bu proje nasıl bir hayalden doğdu? Nasıl zorluklarla karşılaştınız? Kimler destek oldu? Nasıl?
Senelerdir ertelediğim içgüdüsel bir davranış ile atıldık bu projeye…Annem ve ablam sürekli sanatın içerisinde olan kadınlardı ve onların detaycılığı ile yoğruldum aslında.
Büyük zorluklarla karşılaştık bu yolda…Mottomuz farklılık ve farkındalık idi. Mesela Baskı Müzesi’ne bebek tasarlarken hayal ettik ve başardık, Four Seasons Oteli’ne de kaftan dolap kokularını da hayal ederek, heyecanlanarak tasarladık. Bazen maliyetine, bazen düşük kârlarla projeler aldık, emeğin çalışmanın karşılığında network ağımızı genişletmeye çalıştık.
Halen de yeni projeler ürünler tasarlamaya ama Anadolu’nun özünü kaybetmeden çağdaş
kadın çalışmaları yapıyoruz.
Bütçe olarak kendi tasarrufumuzu koyduk ortaya. Kredi teşvik gibi yöntemlere girmedik. Her kadın kendi evinde, bazen küçük ofisimizde toplanarak süreci yönettik.
3.Beklediğiniz hedefe ulaştınız mı?
Henüz değil…El emeğine yerel üretime, yerel ürüne verilen değer ülke kültürü ile orantılıdır. Bu kültür önce evde anneden, sonra okulda öğretmenden, sonra da içerisinde yetiştiğimiz, beslendiğimiz toplumdan edinilir.
İnşallah bu çağdaş seviyeye medeniyete Atatürk’ün açtığı yoldan ilerlemeye devam edeceğiz.
4.Bunun birçok ilimiz için öncü olduğunu göz önüne alırsak, aynı şeyleri yapmak isteyenlere neler önerirsiniz?
Cesaret ve kendinize olan güven çok önemli. Vazgeçmeyin ve hemen demoralize olmayın.
İnişlerin çıkışları oluyor ama çalışmak temel nokta.
5.Size nasıl ulaşabilirler? Nasıl katkıda bulunabilirler?
Bize @mardin_el_emegi_koyu Instagram hesabımızdan ulaşabilirler. Ürünlerimizi ve yerel üretimi destekleyebilirler.
6.Eklemek istedikleriniz
Kadınlarımız önemli bir değerdir bir ülke için.
Hem gelecek nesli şekillendiren, hem de üreten olarak. Üretsinler, kimseye muhtaç olmasınlar, güçlü olsunlar kimseye ezilmesinler, kitap okusunlar, bilgi ile güçlensinler beslensinler.
